24 Ocak 2014 Cuma



KİTAP OKUMAK İÇİN 40 NEDEN

1- Yaşı büyürken aklının da büyümesi, boyu uzarken aklının da uzaması için…
2-  Zekalarının daha işlek, kavrayışlarının daha çabuk olması için…
3- Bilmenin yüksek sevinçlerini yaşamak,(Albert Bayet) kendi iplerimizi kendi elimize almak için…
4- Ruhça yücelmeleri, kafaca zenginleşmeleri için…
5- Yüzlerce gözü olması, olayları bütün yönleriyle görebilmesi için…
6- Yaşamlarına, yemek içmek dışında daha yüce bir anlam kazandırmak için…
7- Varlığımızın darlığından kurtulmak, yaşayamadığımız yaşamları yaşamak genişlemek,zenginleşmek, ömrümüzü uzatmak için (Suut Kemal Yetkin) …
8- Yaşamı genişleten öğelerin başında geldiği, kişiyi bilge yaptığı, ona onur ve erdem kazandırdığı için (Adnan Binyazar) …
9- Soyutlama yapabilmek, bir olayı olmadan önce beyinlerinde olmuş gibi canlandırabilmek ve önlem alabilmek için…
10- Empati kurabilmek, kendimizden çıkıp ötekini anlayabilmek, başkalarının yaşamlarına da saygı duyabilmek için…
11-  Beynimizin sınırlarının, dilimizin sınırları olması , dünyanın da aslında bir kitap olması ve okumayana bir şey verememesi nedeniyle…
12- Kendi yolumuzu bulmada, kendi eleştiri yeteneğimizi geliştirmede, kitle iletişim araçlarının genel çıktıları arasından akıllıca seçim yapabilmek için (Richard Bamberger) …
13- Tüm insan büyüklerinin savunduğu ortak gerçeği-insanın çalıştığı ölçüde yükselen, yediklerini hak eden, kimsenin hakkını yemeyenin insan olduğu gerçeğini- öğrenmek için (İsmail Hakkı Tonguç)…
14- Zeka yaşının takvim yaşıyla birlikte büyümesi için…
15- Yaşamı kolaylaştırmak ve güzelleştirmek amacında, okul eğitimi zavallı denecek kadar gülünç kaldığı için (Shakespeare)…
16-  Ademin hayvanlığı yemekle, insanlığı okumakla kaim (olası)olduğu için(Namık Kemal)…
17- İki ayağı üstünde yürüyen cesetler, leşler (Necip Fazıl Kısakürek) olmamak için…
18- Gözleri kapalı bostan beygiri gibi, bir ömür boyu karanlık kuyunun gıcırdayan dolabını çevirip durmamak için (İlhan Selçuk)…
19- İnsanlık tarihine ve yaşayışına biçim veren, sosyal olayların nedenlerini anlatan bilim yasalarını küçük yaştan başlayarak öğrenmek için (İlhan Selçuk)
20- Kendisine yatırım yapabilen, kendini geliştirebilen, sorumluluk bilinci de demokrasi bilinci de gelişmiş bireyler olmak için (Halim Bahadır)…  
21-  Televizyon ve internet çağında, ekranların ayartıcı ve baştan çıkarıcı etkilerinden korunabilmek için…
22- Televizyon ve internet ağalarının görsel şiddet ve cinsel istismar içeren bazı izlencelerini ‘veto’ edebilmek için (İM Medya Bildirisi)…
23-  Geleceğin toplumunun, ‘öğrenen toplum’ olacağı öngörüsüne göre kendilerini ‘güncelleyebilmeleri’ için…
24-  Okulla sınırlı öğrenme ezberinden(paradigmasından), ‘yaşam boyu öğrenmeye’ geçmek için…
25- Dünyada hiçbir dostun insana kitaptan daha yakın olamayacağı için…
26- Yalnızlıkta, dost ve arkadaş yokluğunun yerini ancak kitaplar tutabildiği İçin
27- Çok sevdiğimiz bir arkadaşımızla konuşmaktan aldığımız zevki alabilmek için(Hasan Ali Yücel)…
28- Dünyalarının sınırlarını genişleterek, insanların daha iyi bir yaşam için verdiği mücadelenin önemini, büyüklüğünü anlamak için( Maksim Gorki)…
29-Sıkıntımızı unutmak, donuk hayatımıza biraz renk, biraz ışık vermek, daracık dünyamızda bulamadığımız şeyleri yaşamak için(Suut Kemal Yetkin)
30- Kendi öz yaşamımıza her hafta yeni yaşamlar katmak ve ömrümüzü uzatmak için (Çetin Altan) …

31-Bizi bu bencillikten ancak edebiyat kurtaracağı, şiirler, öyküler,romanlar, tiyatrolar kurtaracağı için (Nurullah Ataç) …
32-İnsanın yeryüzüne insan olarak gelmemesi ve insanın ancak okuyarak, kendini yontarak, incelterek insan olabileceği için (Erasmus) …
34-Toplumda ahlakın yükselmesi ve ilerlemesi için(Nurullah Ataç) …
35- Kendimizi keşfetmemizi,kendimizi gerçekleştirmemizi, toplumsal yaşamın gerçek öznesi olmamızı sağladıkları için…
36- Bir metni anlayarak okumanın bir matematik problemini çözmeye benzemesi nedeniyle (Thondrik) …
37- İnsan yaşamı denen bu yolculukta bulabildiğimiz en iyi ‘nevale’, kitaplar olduğu için, (Montaigne)
38- İnsanın gözünü açtığı(Orhan Kemal) insanları kabalıktan, düzeysizlikten insancıllığa yükselttikleri için (M. Gorki) …
39- Daha iyi bir yaşama merdiven oldukları, her geçen gün dünyayla bağımızı sağlamlaştırdıkları, daha canlı hale getirdikleri için(Maksim Gorki) …
40- İnsan zekasına ket vuran engelleri ortadan kaldırdıkları, her türlü zeka hastalığına çare oldukları için (Kemal Karpat)...

Alıntı

22 Ocak 2014 Çarşamba



30'lu Yaşlarınızda Öğrendiğiniz 20 Şaşırtıcı Gerçek

1. Artık 20'li yaşlarda olmadığınızı sürekli unutmanız
2. Eğer hala bekarsanız insanların sizde bir problem olduğunu düşünmesi
3. Göbek adınızı "Meşgul" olarak değiştirmeyi düşünmeniz
4. Facebook'unuzun bebek fotoğraflarıyla dolup taşması
5. Moda kıyafetler yerine, rahat kıyafetler tercih etmeye başlamanız
6. İnsanların ikiye ayrıldığını farketmeniz: "Vücut çalışanlar ve Sadece İşte Çalışanlar"
7. Yemeklerinizin daha çok sebze içermeye başlaması
8. İşleve değil, kaliteye önem vermeye başlamanız..
9. Radyoda çalan klasik rock müziklerin, lise yıllarınızın karışık kasetleri olduğunu fark etmeniz.
10. Sessizliği ne kadar sevdiğinizi farketmeniz
11. Arada sırada sebepsiz yere bel ve sırt ağrıları çekmeye başlamanız
12. Kafadan saç eksilirken, saçma sapan yerlerde çıkmaya başlaması
13. Evlenen arkadaşlarınızın boşanmaya başlaması
14. Ne kadar çok koşmayı ve maratona katılmayı seven arkadaşınızın olduğunu farketmeniz
15. Beyaz saçları ciddi şekilde farketmeniz
16. Artık "cevaplara" sahip olduğunuzu farketmeniz
17. Haftason aktivitelerinizin gittikçe arkadaşlarla evde şarap içip film izlemeye dönüşmesi
18. Sadece düğünlerde ve işyeri partilerinde dans etmeye başlamanız
19. Muhabbetlerin gittikçe politika, ekonomi, kredilere kaymaya başlaması
20. 30'lu yaşların eskiden gözüktüğü kadar kötü olmadığını anlamak..

21 Ocak 2014 Salı


HARİKA BİR POLİSİYE KİTABI. FİNLANDİYALI BİR YAZAR. İLK DEFA BİR KİTABINI OKUDUM VE DE PİŞMAN DEĞİLİM. ÇOK HEYECAN VE AKSİYON YOK AMA ANLATMAK İSTEDİKLERİNİ SİZE YALIN BİR DİLLE, AKLINIZA VE İÇİNİZE İŞLEYE İŞLEYE ANLATIYOR.

KİTAP ALINTILAR: (BENİ EN ÇOK ETKİLEYEN)

'' BİRİSİ BANA ZAMANINDA, GENÇLİĞİNDE İDEALİST OLMAMIŞ BİR İNSAN YAŞAMAMIŞTIR, YAŞLILIĞINDA İHTİYATLI OLMAYAN İSE HAYATTAN BİR ŞEY ÖĞRENMEMİŞTİR. DEMİŞTİ.''

'' TAMAMEN TESADÜF ESERİ BİR ARAYA GELEREK KARŞILIKLI OTURMUŞ SOHBET EDEN İKİ İNSANIN NASIL BU KADAR ÇOK ORTAK YÖNÜNÜN OLABİLECEĞİ ŞAŞIRTMIŞTI BENİ. ALSINDA TÜM İNSANLARIN NE KADAR ÇOK ORTAK NOKTASI VARDIR. TUHAF BİR ŞEKİLDE İYİ GELMİŞTİ BU BANA.''

'' NE ZAMAN BAŞLADIĞINI ARTIK HATIRLAYAMADIĞIM YAĞMUR DA GÜCÜNÜ VE TUTKUSUNU KISA BİR SÜRELİĞİNE DE OLSA KAYBETMİŞ GİBİ GÖRÜNÜYORDU. GÖKYÜZÜNDE DAĞINIK BİR ŞEKİLDE TEK TÜK YAĞMUR DAMLALARI DÜŞÜYORDU. BULUTLAR ÖNCE DÜNYAYI YIKAMAYA KARAR VERİP SONRADAN VAZGEÇMİŞ VE TOHUMLARINI SAKLAMAYI SEÇMİŞ GİBİYDİ.''


Şemsiyeleri kapatmalı.
Yağmur altında yürümeli.
Düşünceleri, hatıraları yağmur altına getirmeli.
Şehir bütün halkıyla nyağmur altına gitmeli.
Dostu yağmur altında görmeli....
Aşkı yağmur altında aramalı.
Yağmur altında bir kadınla sevişmeli.
Yağmur altında oyun oynamalı.
Yağmur altında yazmalı, konuşmalı, nilüfer dikmeli.
Yaşam sürekli ıslanmaktır.
Yaşam "şimdi” havuzunda suya girmektir.

Sohrab Sepehri












İHTİYARLIK KAÇ YAŞINDA BAŞLAR…

Kristof Kolomb Amerika’yı ke
şfe çıktığı ilk yolculuğunda 50 yaşını
çoktan a
şş durumdaydı.
Pasteur kuduz a
şısını bulduğunda 60 yaşındaydı.
Mimar Sinan, Süleymaniye camisini bitirdi
ğinde 70 yaşını geçmişti.
Selimiye camisini tamamladı
ğında ise 86 olmuştu.
Galileo, ayın günlük ve aylık çizimlerini yaparken 73 ya
şındaydı.
Charlie Chaplin, 76 ya
şında film yönetmenliği yaparak hala
i
şinin başındaydı.
Goethe, en büyük eseri Faust’u ölümünden bir yıl önce,
yani 82 ya
şında bitirmişti.
Nobel ödüllü Alman doktor Albert Schweitzer 88 ya
şına
ra
ğmen Afrika hastanelerinde
durmaksızın çalı
şarak ameliyat yapıyordu.
Ressam Titian 99 ya
şında hayata gözlerini yumdu. “Lepanto
Sava
şı” adlı ünlü tablosunu ölümünden bir yıl önce tamamladı.
Dört defa
İngiltere başbakanı seçilen Gladstone, son kez
göreve geldi
ğinde yaşı 83tü.
Gençlik hayatın belli bir ça
ğı ile ilgili değildir.
İnsan, kendine olan güveni derecesinde genç, şüphesi
derecesinde ya
şlıdır.
Cesareti derecesinde genç, korkuları derecesinde ya
şlıdır.
Ümitleri derecesinde genç, ümitsizli
ği derecesinde yaşlıdır.
Hiç kimse fazla ya
şamış olmakla ihtiyarlamaz. İnsanları
ihtiyarlatan, ideallerinin gömülmesidir.
Seneler cildi buru
şturabilir.
Fakat heyecanların teslim edilmesi ruhu buru
şturur.
İnsanlar yaşadıkça yaşlandıklarını sanırlar,
halbuki ya
şamadıkça yaşlanırlar.
İnsan ihtiyar olmaya karar verdiği gün ihtiyardır.
Güzelli
ği görme yeteneğini kaybetmeyen asla yaşlanmaz.
Ya
şlanmak bir dağa tırmanmak gibidir. Çıktıkça
yorgunlu
ğunuz artar. Nefesiniz daralır,
ama görü
ş alanınız genişler.
“Beynimiz yeni tecrübeler ke
şfettiği sürece insan genç sayılır.”

William GLADSTONE


13 Ocak 2014 Pazartesi

Biz küçükken çok büyüktük

Biz küçükken çok büyüktük. Mesela kollarımızı bir açardık, dünyayı kucaklardık. Kolarımızın arasına ne çok insan sığdırırdık. Ne çok insan kolları arasına alırdı bizi umarsızca. Korkmazdık, korkmazdı. Güzeldik biz küçükken. Başka bir arkadaşın evinde kalmak lükstü, mutlulukların en büyüğüydü. Ailelerimiz en az beş kez arardı eve beş dakika geç kaldığımızda. Koşa koşa eve varana dek nefes almazdık ve nerdesin sen sorusunu duymadan cevabı verirdik. Kardeşler birbiriyle kavga eder, barışmaları gayet doğaldı. Ailecek bir yerlere gitmeyi, kalabalığı severdik. Gece orada kalmaya bayılırdık. Biz bir gülerdik küçükken, kalbimiz kahkahalar atardı. Biz diyorum küçükken bizdik böyle bayağı bir kalabalıktık. Yani biz diyebileceğim kadar çok. Biz küçükken bir büyüktük ki böyle kollarımızı açsak sığmazdı eni boyu. Bu kalabalık halimizle büyümeyi özledik. Büyümek en büyük hedefti. Bir an önce büyüyelim diye sabırsızlandık.
Sonra mı? Zaman çok çabuk geçti. Büyüdük… Ne de çok küçüldük büyürken. Kollarımızı açtığımızda bir kişiyi bile sığdıramayacak hale geldik. Bir kişi bile bizi kollarına almayı düşünür hale geldi. Korkar olduk, korkar oldular. Küçülene kadar büyüdük, çok büyüdük yani. Kardeşler kavga etmeye devam ettiler ama “Hiçbir şey eskisi gibi olmaz” dedik. Bu büyüdüğümüzü gösteriyordu. Büyüdük, kimseyi aramaz olduk, aramadan önce düşünür olduk. Biz olamadık bir daha. Sen, ben olduk. Koşa koşa büyüdük. Büyürken ne de çok küçüldük.
Belki böyle olması gerekiyordu, belki hayatın gerçekleriydi, belki doğrusu buydu. Ama biz olamayan sen, ben küçüklüğünü özler olduk. ( alıntı)



10 Ocak 2014 Cuma



Yeşil Şiir

Baktıkça çoğalır yıldızlar gecede
Parmaklarınla sayılmaz;
Kimi duyulur, kimi duyulmaz,
Dinledikçe çoğalır gecede,
Sesler gelir,
Ya hızlıdan, ya yavaştan.
Her şey kendi dilince konuşur;
Karanlık örtse de üstünü
Gecede devam eder renk renk
Ağacın dalında, rüzgarda;
Her şey kendi rengince konuşur.
Gözlerini kapatır beklerdi;
Yaprağa benzer ellerini, avuçlarını uzatır,
Beklerdi işitinceye dek
Ağacın dalında, rüzgarda;
Yeşili duydu mu uyurdu
Rüyasında…
CAN YÜCEL

7 Ocak 2014 Salı


HAZIR AKLIMA GELMİŞ İKEN. HATIRLADIĞIM VE SONUNA KADAR EZBERE  HALA BİLDİĞİM KATÜŞA ŞARKISI.






ÇOCUKLUĞUM VE ERKEN ERGENLİĞİM ( 12-15 YAŞ) BULGARİSTAN DA GEÇTİ.
RUSÇAYI 3 SINIFTA, ALMANCAYI 4 SINIFTA ÖĞRENMEYE BAŞLADIM. HER İKİ DİLİ DE KULLANMADIĞIM İÇİN UNUTTUM. RUSÇA BİRAZ BULGARCAYA BENZEDİĞİ İÇİN YİNE DE ANLAYABİLİYORUM, OKUYABİLİYORUM. ÇOCUKLUĞUMUZDA SEYRETTİĞİMİZ RUSLARIN MEŞHUR ÇİZGİ FİLMİ AKLIMA GELDİ. '' NU, ZAYETS POKODİ''. SANIRIM ''BEKLE TAVŞAN, GÜNÜNÜ GÖSTERECEĞİM.'' ANLAMINDA. VİDEOLARINI YOUTUBE GÖRDÜM VE DÜNYALAR BENİM OLDU. SANKİ TEKRAR 7-8 YAŞLARIMI YAŞIYOR GİBİ OLDUM. BU ÇİZGİ FİLMDE TAVŞAN ÇOK ZEKİ  AMA KURTTA ONUN PEŞİNİ BIRAKMIYOR.( SAHİ NEDEN TİLKİ DEĞİL DE KURT?) MÜTHİŞ KOMİK.




HAZIR ÇEYİZ İŞLERİNE GİRMİŞKEN OLMAZSA OLMAZ HAVLU MODELLERİNE BİR GÖZ ATTIM. BU PİYASADA İŞLER ALMIŞ BAŞINI YÜRÜMÜŞ, ANACIĞIM. DANTELLER, KURDELE NAKIŞLARI,  BONCUKLAR, PULLAR, KOPANAKİLER. ÖZENDİM. ÇEYİZİMDE ÖZDİLEK  TEN ALDIĞIM HAVLULAR, OĞLUMUN SÜNNETİNDE DE BURSA NIN MEŞHUR BURSALI HAVLUCUSU VE ANILSAN DAN ALDIĞIM HAVLULARI KULLANIYORUM. MAŞALLAH ESKİMEK, YIPRANMAK BİLMİYORLAR. AMA VE LAKİN ARTIK YENİLERİNİ ALMA ZAMANI GELMİŞ GALİBA. ( EŞİME SORSANIZ BU DEĞİŞİKLİĞİ SIRF CAN SIKINTISINDAN YAPTIĞIMI SÖYLER. GERÇİ PARA HARCANACAK HER OLAYDA BUNU SÖYLÜYOR.BAĞIŞIKLIK YAPTI VALLAHİ) YENİ ÖZENTİLERİM...











Bu sene kızlarımıza birşeycikler oldu. Birer birer yuvalarını terk etmeye başladılar.( aman be, böyle de çok acıtasiyon oldu). Yani hayırlısı ile kızlarımızı verdik. Sıra da söz, nişan, bohça, alışveriş, babaların cüzdan boşaltmacası başladı. Aradık taradın en güzel nişan tepsi örneklerine baktık. Meğer artık tepsi mepsi yokmuş, yüzük yastığı varmış. Çok kokoş mu kokoş, süslü mü süslü. Naçizane içimize yatanları seçtik.
fikir olsun diyerek paylaştık.